YOZGAT YERKÖY İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Mart Ayı DÖGEP Toplantısı Yapıldı

Mart Ayı DÖGEP Toplantısı Yapıldı

Yozgat İli 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gelişimi Programı

 

FAALİYET KONUSU: Eğitime adanmış bir hayat yaşayan eğitim yöneticilerimizin vefakârlık bağlamında ziyaret edilmesi, görüş ve önerilerinden, bilgi, birikim ve tecrübelerinden yararlanılması bağlamında Hafız Abdullah Nazırlı'nın hayatı ve öğreticiliğinin incelenmesi.

 

KATILIMCILAR: İl ve İlçemizdeki İmam Hatip okulları dışında tüm Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri.

Bu çalışmada,Diyanet İşleri Başkanlığı'nda imamlık, vaizlik ve Kur'an öğreticiliği görevlerinde bulunmuş olan Hafız Abdullah Nazırlı'nın hayatı, eserleri ve Kur'an öğretim metodu incelenmiştir. Hafız Abdullah Nazırlı 1920 yılında Elazığ'ın Hoş köyünde doğmuştur. Öğrenim gördüğü ve görev yaptığı yıllarda ülkemizde dini alanda yaşanan bütün değişikliklere şahitlik etmiştir. Osmanlı Türkçesiyle 99 eser kaleme almıştır. Eserleri tefsir, fıkıh, dinler tarihi, kelam, tasavvuf, tarih ve edebiyata dair bilgiler içermektedir. 1000'den fazla hafız yetiştirmiş ve 5000'den fazla kişiye Kur'an-ı Kerim öğretmiştir. Hafız Abdullah Nazırlı hocamız 12 Şubat tarihinde 107 yaşında Hakkın Rahmetine kavuştu bu yüzden çalışmamız daha önceden öğrencilerinden Tuncay Karateke hocanın kendisiyle yaptığı müllakattan veBİR KUR'AN ÖĞRETMENİ adlı tezinden alınmıştır.

Bütün hayatını "okudum ve okuttum" ifadesiyle özetleyen Nazırlı Hoca, eğitimine babası Hacı Ali Efendi'den Kur'an-ı Kerim öğrenip, hafızlık yaparak başlamıştır. Hafızlık eğitimini tamamladıktan sonra babası Nazırlı Hoca'yı Elazığ'a getirmiştir. Elazığ'da Çarşı Camii İmam-Hatibi merhum Hafız Mehmet Erçağ'dan tecvit, kıraat ve makam dersleri almıştır. Bu arada, Hani'ye dönerek amcası Muhammed Efendi'den Şafii fıkhı, Arapça ve Tefsir dersleri okumuştur. Bu sırada ayrıca kendi azim ve gayreti ile Osmanlıca'yı öğrenmiştir. Bu arada medreseye gitmiş, medresede birinci sınıfta iken harf inkılâbı olunca da ilkokulu okumuştur. Daha hafızlığını bitirmeden Hani, Lice ve Diyarbakır gibi şehirlerin büyük camilerinde aşr-ı şerif ve mukabele okumaya başlamıştır. Edası ve sedası güzel olduğundan dikkat çekmiş ve dinleyicileri çoğalmıştır.

Hafız Abdullah Nazırlı Hoca otuz yıllık din eğitimi hizmetinde, gerek Kangal gerekse Elazığ'daki Kur'an Kursu muallimliği sırasında beş binden fazla vatandaşa usulüne uygun Kur'an-ı Kerim okumayı, İslam'ın inanç, ibadet ve ahlak konularını öğretmiştir. 1000'in üzerinde hafız yetiştirmiştir. Yetiştirdikleri arasında müftüler, vaizler, imam-hatipler, öğretmenler, subaylar, hâkimler, mühendisler, kısaca toplumun her kesiminden insan bulunmaktadır.

Malatya,Sivas veElazığ illerinde çeşitli camilerde Kur'an eğitimi veren hocamız Elazığ ili Merkez İmam Hatip Lisesinde de Kur'an-ı Kerim derslerini vermiştir. Nazırlı Hoca 1975 yılında emekli olmuştur. Emekli olunca bir kenara çekilip istirahat etmek yerine, Kubbeli Camii'nde fahri olarak vaizlik yapmıştır. 2000 yılına kadar fahri vaizlik görevine devam etmiştir. Bu camide Ramazan aylarında her akşam teravihten önce fıkıh, akait ve güzel ahlaklı olmanın önemine dair dersler vermiştir. Yaptığı vaazları 40 ciltlik kitap haline getirmiştir. Bu kitapları Arapça ve Osmanlıca olarak yazmıştır.

Nazırlı Hoca 1977 yılından 1979 yılına kadar il encümenliği görevinde bulunmuştur. Ayrıca 30 yıl boyunca müftülükte Tevcih komisyonunda görev yapmıştır. Hamdi Başaran Kur'an Kursu Derneği'nin, Diyanet Görevlileri Derneği'nin, İlim Yayma Cemiyeti'nin, İhsaniye Derneği'nin, Balakgazi Vakfı'nın ve İzzetpaşa Vakfı'nın kuruluşunda ve çalışmalarında görev almıştır. Nazırlı Hoca Elazığ İmam-Hatip Lisesi, İzzet Paşa Camii ve İhsaniye Camii'nin yapımında büyük gayret sarfetmiştir.

Nazırlı Hoca eserlerini kaleme alma nedenlerini şöyle ifade etmektedir:

 1. Kendisinden sonra bu eserler okunsun, dinleyenler de bundan istifade etsinler ve bu vesileyle hayırla yâd edip bir Fatiha okusunlar diye eser yazmıştır.

2. Hz. Peygamber'in "Din nasihattir. Din nasihattir. Din nasihattir!" hadisi sayesinde nasihatin ne kadar önemli olduğunu kavramış olduğu için ehl-i imana faydalı olmak ve onlara bir armağan bırakmak amacındadır.

3. Bir karınca kadar olsun İslam dinine hizmet etmek ve "emr-i bi'lma'rûf ve'n nehy-i ani'l-münker" şerefine nail olmak derdindedir.

4. Birçok kimse maddi imkâna sahip olması sebebiyle medrese, camii ve çeşme yaptırmış, öğrenci okutup cihat etmiş olarak bu dünyadan göçmüştür. Diğer taraftan birçok kimse de kitap yazarak İslam dinine ve Müslümanlara faydalı olmuştur. Böylece vefatlarından sonra amel defterlerinin kapanmamasını sağlamışlardır.  Nazırlı Hoca bu eserleri yazarak kendisi de bu zümre içerisinde yer almak istemiştir.

Hafız Abdullah Nazırlı elifba öğretim yöntemini şu şekilde ifade etmektedir:

"...Harfleri başından sonuna kadar tanıtacağız. Harfleri tanıyıp tanımadığını anlamak için aşağıdan yukarıya doğru okutacaksın. 'ye''den başlayıp 'elif''e çıkacaksın. Okuduğu zaman harfleri tanımıştır. Ondan sonra harflerin mahreçlerini ve sıfatlarını öğretiyoruz. Kalın ince okunan harfleri öğretiyoruz. Şiddetle okunan harfleri öğretiyoruz. Harflerin mahreçleri nereden çıktıklarını göstererek öğretiyoruz. Boğaz, dil ve dudak harflerinin mahreçlerini öğretiyoruz. Kalın ince harflerin öğretiyoruz. Mesela 'sad' kalın okunur, 'sin' ince okunur. 'Tı' kalın 'te' ince okunur. Alfabede bunlar tam öğrendikten sonra geçersin harekeye. Üstün, esre, ötre, sonra iki üstün, iki ötre ve iki esreye geçersin. Bunları öğrendikten sonra cezimi öğretiyoruz. Harflerin mahrecine ama yine dikkat edeceksin ki ağız yanlış alışmasın. Ağız yanlış alıştımı bunu terk etmek zor olur. Ben bunun sıkıntısını çok çektim. Alfabeyi böyle okuduktan sonra Sübhâneke'ye geçiyorsun. Sübhânekeyi hecesini şöyle okutursun. Bu 'sin'dir, bu 'be'dir üzerinde bir cezm var 'sub', hani alfabede okudukya,'ha' yukarı çekiyor, 'subha' oldu, 'nun'un üzerinde üstün var 'e' sedasıyla okunur. 'Subhane', 'kaf'ın üzerinde üstün var 'e' sedasıyla okunur, 'Subhaneke' gibi. Üstünler 'e', ötreler 'u' sedasıyla, 'ü' değil. İki üstün, iki ötre olduğu zaman bir 'nun' ilave ediliyor, 'en, in, un'. Sübhânekeyi bu şekilde heceli okutuyoruz. Hece harekeler ile bu şekilde okuturuz. Ondan sonra yüzüne okumaya geçilir..."

 

Nazırlı Hoca, Kur'an öğretiminde alfabenin öğretiminin çok önemli olduğunu belirtir: "... Esas zoru alfabedir. Alfabede harflerin mahreç ve sıfatlarını öğrenmeden öğrenci Kur'an'a geçmemeli. Alfabeyi iyi okuduktan sonra Kur'an'a geçerse hoca da rahat eder, talebe de rahat okur..."

Öğrencinin yeni öğreneceği bir konu ile ilgili sahip olduğu ön öğrenmeleri yeni öğrenmeleri kolaylaştırır. Bir konu için gerekli olan ön öğrenmeler ne kadar yeterli ise, yeni öğrenmeleri o kadar kolay olur. Ön öğrenmeleri yeterli seviyede olmayan bir öğrencinin yeni öğrenmeleri de o derece zorlaşır ve sınırlı kalır. Bu açıdan Nazırlı hocanın Kur'an öğretiminde öğretim ilkelerinden "hazırbulunuşluk" ilkesini dikkate almaktadır. Yüzüne okumaya geçmeden önce, öğrencinin gerekli olan yetenek ve ön bilgilere sahip olmasının önemine dikkat çekmektedir.

Kur'an öğretiminde elifba (alfabe) öğretiminden sonra yüzüne okumaya geçilir. Hafız Abdullah Nazırlı, Kur'an-ı Kerim'i yüzüne okuma metodunu şu şekilde ifade etmektedir:

 "... Yüzüne de amme cüzü (30. Cüz) Nas Suresinden başlayıp Nebe Suresine kadar (son sayfadan geriye doğru yirmi sayfa) okurduk. Duha Suresinden aşağısını koro yöntemi ile okurduk. Ben okurdum onlar tekrar ederdi. Beraber okuyunca bir de insana zevk veriyordu. Amme cüz'ünü bitirdikten sonra baştan başlıyoruz. Fatiha'dan başlayarak okuyoruz. Yine yüzüne okurken harflere çok dikkat edilecek, mahreç, sıfat ve ince-kalın harflere dikkat edilecek. Çocuk daha çok, kelime kelime okuyacak. O kelimeyi iyi okumadan diğerine geçmeyecek. Çocuk 'Kuleûzübirabbi'l-felak' ayetini okur. Bunu doğru okur ondan sonra diğerine geçer. Kelime kelime, ayet ayet okusun. Burada çocuğun durumuna göre, çocuk ne kadar okuyabiliyorsa o kadar ödev verilmeli. Güzel okuyabiliyorsa iki sayfa, beş sayfa dahi vermişiz. Tecvid öğretiminde, çocuğun kabiliyetine bakılır. Çocuk Kur'an okurken öğrenebilirse o zaman öğretilir. Kur'an-ı hatmettikten sonra da tecvidi okutursun..." Nazırlı Hoca, yüzüne okumada kısa sürelerden başlayarak "kolaydan zora" eğitim ilkesini dikkate almıştır. Ayrıca öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyine dikkat çekmektedir. Yine "harf", "kelime", "ayet" sırasını takip ederek adım adım ilerlemeyi tercih etmektedir. Öğrencinin yeteneğini dikkate alması, bireysel farklılıklara dikkat çekmesi, kişiye göre eğitim anlayışına vurgu yapması O'nun Kur'an öğretiminde dikkat çektiği eğitim ilkeleridir.

Nazırlı Hoca Kur'an öğretiminde Usûl-i içtimaiye'yi (toplu yöntem) kullanmıştır.

"... Bir de diyelim 30 öğrencin var. 10 tanesi alfabeyi okuyorsa 10 tanesi alfabeyi beraber okuyacak. 10 tane amme cüz 'ünü okuyorsa, 10 tanesi amme cüz 'ünü beraber okuyacak. Alfabe okuyanlar hep beraber okuyacaklar. Birbirlerini dinlemeleri çok çok faydalıdır. Bu alfabe okutulduktan sonra diğer grup gelir. Alfabe okuyan grup gidip dersine çalışır. Bu 10 kişilik guruba da hep aynı dersi verirsin. Diyelim hepsi 'kul euzubirabbinnas' okuyacak. Çünkü birbirlerini dinleye dinleye daha çabuk alırlar. Bir yanlışı söylediğinde, bakın çocuklar bu yanlışı hepinize söylüyorum. Sizde gidin dersinize çalışın. Yüzüne okuyanlara (baştan) bir sayfa vermişsek, beş satır birine beş satır birine. Bir sayfa 15 satır. Bir sayfayı üç kişi okur. Bir sayfa 10 kişi içinde sürekli tekrar edilir. Ve birbirlerinin yanlışlarından çok faydalanırlar..." Nazırlı Hoca yüzüne okumada öğrencilerinden bilgi ve beceri seviyeleri bakımından birbirine yakın olanların bir araya getirilmesi ile gruplar oluşturmuştur.

Davranışlarından dolayı ödüllendirilen öğrencileri gören diğer öğrenciler, ödüllendirilen davranışları yapmak için çaba sarf ederler. Nazırlı Hocanın toplu okutma ile sosyal-bilişsel öğrenmeyi dikkate aldığını söyleyebiliriz.  Bu şekilde yanlış okumaları düzelterek, aynı hataların tekrar edilmesinin önüne geçmektedir.

Nazırlı Hoca'nın, öğretmen-öğrenci ilişkisi hakkındaki ifadeleri şu şekildedir:

"... Hoca ahlakı, konuşması ve oturup kalkması ile öğrenciye örnek olacak. Öğrenci hocanın yaşantısını örnek alacak. Hoca öğrenciye yaşantısıyla örnek olacak. Hoca abdestsiz Kur'an'ı ele alırsa öğrenci de alır..."

Nazırlı Hoca  öğrencide ise; azim, sebat ve sabır özelliklerinin olması gerektiğine dikkat çeker. "Kur'an talebesinde şu üç vasıf olacak; azim, sebat ve sabır. Kim olursa olsun ne işe çalışırsa çalışsın bu vasıflar onda olacak. Azim ben bu işi yapacağım. Ben bu Kur'an-ı ezberleyeceğim. Sebat; o işte devam edecek. Bunu ezberlerken zorluklar olacak, bunlara sabır edilmeli. Bu üç vasıf olmaz ise bir başarı elde edemez. Azim demek, bir işi yapmaya karar vermek demektir.

Hocamızın gençlere tavsiyeleri:

"Genç evlatlarım! Hoş zamanlarınız boşa geçirmeyin... Fırsatları kaçırırsanız bir daha ele geçiremezsiniz. Ömür akan su gibidir, akar gider. Geçmiş zamanlar da maziye karışır gider, artık geri dönmez. Gelecek zamanın neler getireceğini kimse bilmez... Öyle ise içerisinde bulunduğun bu kıymetli zamanını boş geçirme...

Genç evlatlarım! Hayatımda ne yedimse beni doyurdu fakat ilim öğrenmek, kitap okumak beni doyurmadı... Ne kadar okudum ise; acıktım...  Acıktıkça okudum. Sizlere tavsiyem odur ki 

kitap okumayı adet haline getiriniz, kitap okuyarak ilim irfan sahibi olunuz.

Sizler birlik ve beraberlik içinde olun, ayrı ayrı fikirlere sahip olsanız da ayrılığa düşerek düşmanlarınıza yardımcı olmayın. Birbirinize sahip çıkın..."

 

HAZIRLAYAN: NAZİFE GÜL

PAYDAŞLAR: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLERİ

MART AYI DÖGEP RAPORU

 

EYLEM KONUSU

:

Eğitime adanmış bir hayat yaşayan eğitim yöneticilerimizin vefakârlık bağlamında ziyaret edilmesi ,görüş ve önerilerinden, bilgi, birikim ve tecrübelerinden yararlanılması

EYLEM TÜRÜ:

:

Seyahat/Ziyaret Çalıştay/Toplantı Atölye Çalışması Grup Çalışması gerçekleştiriyoruz.

EYLEM TARİHİ

:

24MART 2021

KATILIMCI SAYISI

:

 

FAALİYETİN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ YER:

:

Yerköy Atatürk İmam Hatip Ortaokulu

Zoom uygulamasından çevrimiçi toplantı

ETKİNLİK ÖZETİ

:

Eğitime adanmış bir hayat yaşayan eğitim yöneticilerimizin vefakârlık bağlamında ziyaret edilmesi,görüş ve önerilerinden, bilgi, birikim ve tecrübelerinden yararlanılması amacıylaHafız Abdullah Nazırlı hocanın hayatı incelenmiştir. Mevcut salgın nedeniyle ve hocamızın hastalığı sonrasında da 12   şubatta vefatından dolayı yüzyüze görüşme yapılamayıp hayatı incelenen hocamızın hakkında daha önceden Fırat Üniversitesi Öğretim üyelerinden Tuncay Karateke hocamızın gerçekleştirdiği mülakattan faydalanılarak değerlendirme yapıldı.

Haşim Kılıç Mahallesi Hükümet Konağı Kat 2 - 354 516 6040

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.